Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Haziran 2019 Salı

Bayramımız Mübarek!





Ashab-ı Kiram Efendilerimiz Bayramda “Allah Bizden de Sizden de Kabul Etsin.” Şeklinde Tebrikleşirlermiş..



Hayırlı bayramlar, Allah Bizden de Sizden de Kabul Etsin


Hakkınızı helal ediniz..

7 Mart 2019 Perşembe

Rağbet





ليلة الرغائب



Bu gece mübarek bir gece..

Mübarek ola!

Sözlükte “kendisine rağbet edilen şey, bol ve değerli bağış anlamındaki ragībenin çoğulu olan regāib kelimesi hadis ve fıkıh literatüründe “bol sevap ve mükâfat, faziletli amel”, özellikle Mâlikî fıkıh kaynaklarında sünnetin mukabili olarak “müstehap, nâfile ibadet” mânalarında kullanıldığı gibi (İbn Ebû Şeybe, II, 49; İbn Abdülber en-Nemerî, I, 127; Hattâb, II, 79) hicrî takvime göre yedinci ay olan recebin ilk perşembesini cumaya bağlayan geceye ad olmuştur.

Yukarıdaki alıntı hakkındaki detaylı bilgi için TDV İslam Ansiklopedisine başvurabilirsiniz.

Konuyla ilgili 1 Mart Cuma Hutbesini de paylaşmayı uygun gördüm. Faydalı olması dileğiyle.. Hayırlı kandiller

BEREKET MEVSİMİ: ÜÇ AYLAR

Muhterem Müslümanlar!

Rahmet ve mağfiret iklimi olan üç ayların eşiğindeyiz. Bizleri bu mübarek günlere ulaştıran Cenâb-ı Allah’a hamd ü senâlar olsun. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimize salât ve selam olsun.


Recep, Şaban ve Ramazan’ı içinde barındıran üç aylar, Regâib gecesiyle başlar. Miraç ve Berat gecesiyle devam eder. Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşır. Birlik ve beraberliğimizi güçlendiren, ülfet ve muhabbetimizi artıran Ramazan bayramıyla taçlanır. Üç aylar, hasretle yolunu gözlediğimiz, gönül hanemize konuk ettiğimiz kutlu misafirimizdir. Allah Resûlü (s.a.s), üç ayları karşılarken şöyle dua etmiştir:


Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”*


Kıymetli Müminler!


Üç aylar, ilâhî rahmetin oluk oluk aktığı, manevi huzur ve sükûnun gönüllere indiği kıymetli bir zaman dilimidir. Bizler bu mübarek vakitlerde ömrümüzün muhasebesini yapar, yaratılış gayemizi yeniden idrak ederiz. Kulluk ve ibadete, hayır ve hasenata, iyilik ve güzelliklere her zamankinden daha fazla yönelir, gönül dünyamızı imar ederiz. Hayatın karmaşası içinde ihmal ettiğimiz görev ve sorumluluklarımızı hatırlarız.


Değerli Müslümanlar!


Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece (bu gece) feyz ve bereketle dolu Regâib gecesidir. Regâib, özlenen, rağbet edilen ve değer verilen demektir. Regâib gecesi, üç ayların müjdecisi, Kur’an ayı Ramazan’ın habercisidir. Bu gece, akıp giden hayatımızda asıl kazancın, Cenâb-ı Hakk’a yönelmek, kulluk sözümüzü tutmak olduğunu bize hatırlatır.

Muhterem Müminler!

Yüce Rabbimiz, ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:

Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Evet, Allah’a itaatsizlikten sakının; şüphesiz Allah yapıp ettiklerinizin tamamından haberdardır.”**

Bu ilâhî hitaba uygun olarak her mümin, rahmet ve mağfiretle dolu üç aylarda daha fazla iyilik yapmaya vesile aramalıdır. İyiliğin yolları pek çoktur. Bazen yolunu şaşıran birine yol göstermektir iyilik. Bazen insanlara eziyet veren bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Bazen de ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak, onlara infakta bulunmaktır. İnfak ise sadece parayla yapılan bir iyilik değildir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Her iyilik sadakadır”*** buyurarak nice infak çeşidine işaret etmiştir.(...)

(...)Muhterem Müslümanlar!


Üç aylar, müminlere açılmış bir fırsat kapısıdır. Bu gün ve geceleri Rabbimizin rızasını kazanmak için vesile kılalım. Ancak kulluğumuz yalnızca bu gün ve gecelerle sınırlı kalmasın. Hayatımız boyunca rağbetimiz daima Yüce Mevlâ’ya olsun.


Bu vesile ile necip milletimizin ve bütün İslam âleminin Regâib Kandili’ni tebrik ediyorum. Üç ayların rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin insanlığın hidayetine, barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.





*Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, IV, 189; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 259.
**Haşr, 59/18.
***Buhârî, Edeb, 33.

23 Haziran 2018 Cumartesi

Kul

Doğru yolumuzda yanlış binekler kullanıyoruz


B.


Öyle bir koşuşturmanın içindeyiz ki! Bazı değerlerimizi, hatta akidlerimizi unuttuk. Sıla-ı Rahim bunlardan biri.

Değil akraba ziyareti yapmak, arayıp hal hatır soramayacak kadar da hantal durumdayız. Nedir bizi alıkoyan? Ne bu kadar yoran?

Gerekirse” diye başlayan cümleler kurma vaktimiz gelmedi mi artık? Geldi de geçiyor… Ha bugün, ha yarın ölümün kıyısındayız. Sürekli ertelemekte olduğumuz ölümden başkası değil. Lakin geldiğindeki pişmanlığımız bize bir değer katmayacak.

İnanın bana, doğru yolumuzda yanlış binekler kullanıyoruz. Tökezleyeceğimizi bildiğimiz halde hayırlı olandan sakınıyoruz. Korkarım ki bu halin sonunda yalnızlaşacak ve daha vahimi, duyarsızlaşıp insan olduğumuzu unutacağız…

Kimdir insan? Basit bir cevabı var: Kul!

İlk aklınıza gelen dünyevi kelimeler ise bir daha cevap hakkını verin kendinize. Bu soruyu sürekli sorun. Doğru cevabı gönülden verdiğinizde artık doğru yola girdiniz demektir. İnşaAllah.

Bu yol uzun, çetin, fakat çok ama çok kısa vakitte alınması gerek… Bir çıkmaz gibi görünse de mühim olan yolda sefer eyleyip tevekküle adım atmak.

Ne mutlu tevekkül edip gayeyi idrak edenlere! 

17 Mart 2018 Cumartesi

İç döküş




B.

Alarm çalmaya başladı. Sonra bir kez daha. Sesini duyar duymaz ‘Ertele’ tuşuna bastın. Ertelendi. Peki, vakit geri gelir mi? …gelmez. Hal böyle olunca tabi, giden vaktin arkasından pişmanlıklar, hüzünler vesair seni alıkoyar her bir ihsani düşünce ve fiilden…

Sonra oturup tekrar ele alırsın konuyu, tepeden tırnağa, ‘ne  yaptım,  ne  yapıyorum’ diye… Fakat geçen vakit için yapacakların beyhude. Bir gerçek de var elbet, pişman olup tevbe etmek, ki bu hal üzere olduğun vakit geçmiş günahlar affolur İnşaAllah, ama mühim olan o dur ki ettiğin tevbeyi koruyabilesin.

Nitekim öyle olur da korur isen ne mutlu sana. Tevbe edenlerin en hayırlısı olmaya mazhar olursun Biiznillah. Ancak ne korkunç ve utanç vericidir, tevbe edip de dönersen aynı hataya…

O alarm tekrar tekrar çalsa nafile. Sen kendine dön, özüne. Ne ararsın da ne bulursun. Kafan ne ile meşgul ki gerçekten korunursun. Yüzleş be adam şu gerçek ile. Gör artık önündekini de kaldır üzerindeki örtüyü. At, şu gözlüklerini gerçeği ortadan kaldıran güllük gülistanlık değil burası bir imtihan! ‘Titre de kendine gel artık’ deyip durursun. Ne zamandır, uykun son bulsun?

Gaye ne idi de ne oldu… neyi hatırladın ki neyi sandın unuttun?

Tevbe et şimdi, dönmemek üzere geri. Ölmeden öl! Gör o zaman hakkı ile gerçeği…

Tüm Zamanların En Çok Okunan 3 Yazısı