B.
Küçük kalabalığına
nasihatte bulunuyordu ihtiyar:
"Birbirinizi kırmayın. Muhabbetle
yaklaşın, sevin birbirinizi. Üzmeyin, kendinizi ve sizi üzenleri... Sükut
edin Sükunetle yaklaşın..."
Derken, o an boş bulundu
ihtiyarın dinleyeni, gülmeye başladı. İhtiyar, dikkatini onun üzerine yoğunlaştırdı. Uzunca baktı ona. Ansızın hakim olamadı kendine ve kükredi,
tüm hışmıyla!
On beş dakikalık
nasihat bir anda yerle yeksan olmuştu tam o an...
Şaşkın gözler ihtiyarı izliyordu.
İhtiyar pişmanlığını gizleyemese de ok yaydan, söz ağızdan çıkmıştı bir kere... 23.01.15
Öfke anında dilini ısırıp susmayı başarabilesek hepimiz bambaşka hayatlar yaşarız belki de. Oysa bu ihtiyar gibiyiz hepimiz
YanıtlaSilhttp://www.yazimbari.com
Ne yazık ki.. Teşekkür ederim
Silİnsan, her an imtihan içinde işte, iddia ettiği şeylerle, ağzından çıkan sözleriyle, zaaflarıyla, ....
YanıtlaSilHem de büyük bir imtihan.. Teşekkür ederim
SilNasihat vermek daha tatlı gibi görünüyor, sorumluluk kendinden çıkıyor sanki..
YanıtlaSilGünümüzde de böyle insanlar ne çok. Kendine bakmaksızın ahlak dersi veriyorlar.
YanıtlaSilİğne çuvaldız meselesi..
SilDers vermek dinlemekten kolay olur, bozmanın- yıkmanın, yapmadan kolay olduğu gibi..
Teşekkür ederim
Ben de bu bakış açısına ''Aleme verir talkımı; kendi yutar salkımı.'' ata sözünü eklesem uygun düşer mi acaba? Bu arada yeni yazılarımı okumak ve değerlendirmede bulunmak üzere sizleri bloguma beklerim. Çok teşekkürler.
YanıtlaSilVeciz sözlerimizi korumak adına "ele verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı" diyerek katkı sağladığınız için teşekkür ederim, ayrıca son zamanlarda düzenli olarak içerik takibi ve yorum yapamasam da bilahare uğrayacağımı da söyleyeyim.. Teşekkür ederim
Sil