Baştan söyleyeyim, bu yazı bir saldırganlığı veya bir reddiyeyi belirtmiyor. Aksine, bu yazıyla tarihten bu yana gelen bu geleneğin kültürel olarak ne ifade ettiğini, anladığım kadarıyla açıklamak istiyorum. Lütfen belirli bir yargıya varmadan önce yazının tamamını okuyunuz.
Anneler Gününün Tarihi
Modern olarak günümüzde kutlamaları yapılan bu günü antik Yunan ve Romalılar kutluyormuş. Günümüzde evrensel bir gelenek olan bu kutlamanın hem tarihi sürecine bir göz atalım hem de bizimle olan ilgisine de bir göz kırpalım.
Anneler gününü bilinen kaynaklara göre tarihte eski Yunan ve Romalılar kutlamaya başlamış. En eski olarak antik Yunanda bir tanrıçaya adanan, her yılın bahar mevsiminde kutlanan bir gün olarak karşımıza çıkıyor. Yunan mitolojisinde birçok tanrı ve tanrıça var, biliyorsunuz. Bu tanrılardan biri sayılan Cronusun karısı ve birçok tanrının annesi sayılan Rheayı onurlandırmak için anneler günü kutlaması yapmışlar. Yine Romalılar da ana tanrıçaları sayılan Kybele ya da Kibele olarak bilinen mitolojik varlığa "Hilaria" adlı bir bahar festivali düzenlemişler. Araştırmasını yaptığım kaynağa göre, bu "onurlandırma" olarak anılan kutlama, Hz. İsa'nın (a.s.) doğumundan yaklaşık 250 yıl öncesine dayanıyor.
Kutlamaları, bugünkü bilinenin aksine, mart ayında yapmışlar. Üç gün süren bu yürüyüşlü festival, maskeli balolar ve oyunlar şeklinde yürütülüyormuş. Festivali Kybele Tapınağına adaklar sunarak yapmışlar. Kybele takipçileri artık çok mu ileri gittiklerinden, bilmiyorum, Roma'dan da sürülmüşler. İşte böyle böyle ünlü bir kutlama halini alan bu kutlama uzun bir zaman sonra Amerikalı bir kadını yakından ilgilendiren bir duygusal olaya dönüvermiş.
Anneler Gününün farklı bir versiyonu: Annelik Pazarları (Mothering Sunday)
Belki de antik çağda kutlananın aksine bu, birazcık daha yüz yıllık bile olmayan bir geçmişe sahip olan, ülkemizde özel bir gün tahsis ettiğimiz günden ayrı olarak kutlanan dini bir ritüel. Günümüzdekinden farklı olarak dini bir bayram.
1600'lü yıllarda İngiltere'de kutlamaya başlamışlar bu töreni. Dini bir ritüel olan annelik pazarı, dilimize büyük perhiz olarak geçen "Lent"in (Hristiyanların paskalya bayramından önce gerçekleştirdikleri yerel bir dini kutlama) dördüncü pazar gününe denk gelen kutlamaymış. İngiltere'de bugünü, "holiday" ya da "holy day" olarak bildiğimiz, ilkini tatil olarak çevirdiğimiz, kökenine baktığımızda ise kutsal gün olarak tanımlanabilecek günü, tüm anneleri kapsayacak şekilde genişletmişler. Sonrasında da bu güne Annelik Pazar adını vermişler.
Hristiyanlar pazar günlerini kilisede geçiriyorlar. Bugünü de yine kilisede geçirerek Hz. Meryem'i onurlandırma kutlaması yapmışlar. Kilisede ayinler ve dualar eşliğinde herkes kendi annelerine övgülerde bulunup onları takdir mahiyetinde hediyeler, çiçekler verirlermiş. Okuduğum bir diğer kaynağa göre, bazı katolik evlerinde, ailelerin Hz. Meryem'e adamış oldukları tapınakları varmış. Bugüne özel ayinler o tapınaklarda düzenlenirmiş. Evlerinden uzakta çalışanlar da bu bayram ve tatil vesilesiyle evlerine dönebilme imkanı bulabilmişler. Bugüne özel "Simnel" adı verilen bir kek dahi varmış.
Simnel adı verilen Kek
Hikayenin aslı Yeni Ahit İncilde yer alan bir bölüme atıfta bulunuyor. Bölümde Hz İsa'nın (a.s.) beş bin kişiyi yalnızca beş küçük arpa somunu ve iki küçük balıkla nasıl beslediği anlatılıyor. İşte Simnel, bugünle ve Yeni Ahitte yer alan bu bölümle ilişkilendiriliyor. Simnel keki, biri üstte diğeri ortada olmak üzere iki kat badem ezmesi içeren bir meyveli pastaymış. Kek ya da pastada 11 adet badem bulunuyormuş. 11'in anlamı ise, Hz. İsa (a.s.) yanında bulunan havari olarak bilinen Hz. İsa'ya (a.s.) ilk inanan ve yanında bulunanları temsil etmesiymiş. (Burada 12inci havari dahil edilmemiş. Yuhanna dahil değilmiş. Sebebini öğrenemedim.)
Efsaneye göre bu keke Simnel adının verilmesi
Latince'de "simila" ince buğday anlamına geliyormuş. Bu simnelin de bir ihtimal buradan geldiği düşünülmekte. Öte yandan bir efsaneye göre, Simon diye bir adam varmış. Karısının adı da Nell'miş. Simon ve eşi Nell, Mothering Sunday pastasının pişirilmesi mi yoksa haşlanması mı gerektiği konusunda tartışmış. Sonunda ikisinin dediğini de yapmaya karar vermişler, böylece pastaya her ikisinin adı verilmiş: SIM-NELL. :) Neyse konuyu fazla dağıtmayalım :)
Annelik Pazarı, tamamen olmasa da büyük bir çoğunlukla 19. yüzyılda ortadan kalkmaya başlamış. Ta ki, 1920'li yıllara kadar...
Aradan geçen o kadar zaman sonra: Anneler Günü
Şimdi sizi ta Amerikan iç savaşına kadar götürüyorum. Sıkılmadınız değil mi? :)
1870'ler. Kaynakta 1870 ve 1872 olarak geçiyor. Julia Ward Howe adlı bir kadın, iç savaş için yazdığı şiirle ünlendikten sonra bir fikir ortaya atıyor. Şair, yazar ve barış aktivisti daha doğrusu pasifisti olan Howe, Amerikan iç savaşı ve Fransa-Prusya Savaşlarına karşı bir pasifist tepki olarak "Kadınlara Çağrı" adlı bir bildiri yayınlıyor: Anneler Günü Bildirgesi (Mother's Day Proclamation). Howe, Hristiyan kadınların kendi toplumlarını politik düzeyde şekillendirme sorumluluğu olduğuna inanarak bu çağrıyı yapıyor. Yaptığı çağrıda Howe, her yıl 2 Haziran gününün Anneler için Barış Günü olarak anılmasını istiyor. Yerel olarak başarılı oluyor. Haziranın ikinci pazar günü bir grup kadınla Boston'da savaşa karşı bir kutlama yapıyor. Ancak yeterli olmuyor ve o kadarıyla kalıyor. Aradan geçen o kadar zaman sonra 1900'lerin başında bu hikayeyle ortak bir yanı olan bir kişi çıkageliyor: Anna/Ann Jarvis...
Modern Anneler Günü: Anna Jarvis Dönemi
Anlatılana göre hikaye Anna'nın 12 yaşında annesinin ettiği bir dua ile başlıyor. Annesi bir sınıfta İncil dersinin sonunda herkesin duyabileceği şekilde bir dua ediyor:
"Umarım birisi, (anneler için) hayatın her alanında insanlığa sunduğu eşsiz hizmet için ve onu anmak için bir anma günü; anneler günü bulur. Buna hakkı vardır."
Bu duayı yıllarca aklında tutan Jarvis, bir gün bunu gerçekleştirmek için harekete geçiyor. 1905'te kaybettiği annesini, ölümünün ikinci yıldönümünde Andrews Methodist Kilisesinde anıyor. Bunu bir kampanya şekline getiriyor. Ertesi yıl, kendi şehri olan Philadelphia'da insanlar bu günü kutlamaya başlıyor.
İlerleyen yıllarda kampanyasını ciddiye alan Jarvis, tanıtımını yaparak ve birçok mektuplaşma yoluyla kişilerle iletişime geçerek, bu kampanyayı geniş kitlelere yaymaya başlıyor. 1909 yılında Porto Rico, Hawaii, Meksika ve Kanada dahil 45 eyalette kutlanmaya başlıyor Anneler Günü. Gelenek gittikçe büyümeye başlıyor, Jarvis geleneğe bir yenisini ekleyerek annesinin mezarına beyaz karanfil götürüyor. Annesi bunu çok seviyormuş. Bu da geleneğe o yıllarda ekleniyor.
Yukarıda Howe'un hikayesi ile ortak bir tarafı var demiştim, Jarvis için. Araştırmama göre, Anna Jarvis'in annesi ile Howe aynı dernek ya da grupta bildiri için birlikte çalışmış.
İşte böylece ilerleyen dönemde gelenek yayıldıkça 1908 yılında, Birleşik Devletleri kongresinde anneler gününün bir resmi tatil olmasına yönelik bir teklif söz konusu oldu. Teklif kongre tarafından reddedildi.
Ayrıca kongrede "Kayınvalide Günü"nün de kutlamak zorunda kalınacağı ile ilgili de şaka yapılmış... :)
1914 yılında Teklif Kabul edildi
1912'de Anna Jarvis, "Mayıs'ın İkinci Pazar günü, Anneler Günü, Anna Jarvis, Kurucu" ifadesinin ticari markasını almış ve Uluslararası Anneler Günü Derneği'ni kurmuş. 1914'te Birleşik Devletler Başkanı Woodrow Wilson, Anneler Gününü her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü ulusal bayram olarak ilan eden resmi duyuruyu yapmış. Yasa tasarısında da ilk cümledeki ticari marka ifadesi aynen yer almış.
Buraya kadar nasıl gitti? Lütfen yorumlarda belirtiniz.
Anneler Gününün Ticarileşmesi
İlerleyen yıllarda gelenek ticari bir hal almaya başlamış. Şirketler ulusal olarak kutlanan bu güne özgü kampanyalar düzenlemişler. Tıpkı günümüzdeki gibi. Karanfiller anneler günü ile ilişkilendirildiğinde bunun satışını yapmaya başlamışlar. Anna Jarvis ise bu duruma çok üzülmüş. O kadar ki kutlanan günün hiç olmamasını bile istemiş. Pişman olmuş. Çünkü onun düşündüğü şey gelir etmekten ziyade bir fikir öncülüğü ile anneleri onurlandırmakmış.
İşte bu durumdan şikayet eden başka biri, Constance Adelaide Smith adlı bir kadın daha ortaya çıkmış ve 19. yüzyılda ortadan kaybolan, Annelik Pazarı kutlamasını Britanya'da yeniden gündeme getirmiş. 1920 yıllarında, Ana kiliseye, dünyevi evlerin annelerine, Hz. Meryem'e atıfta bulunarak, Annelik Pazarını, anneler gününe eşdeğer bir gün olarak kutlanabilir olduğunu savunmuş. Çabaları ise Britanya Adalarında ve İngilizce konuşan dünyanın diğer bölgelerinde başarıya ulaşmış.
Geleneksel Modern Anneler Günü (annelik pazarı değil) Türkiye'de ise ilk kez 9 Mayıs 1955 tarihinde kutlanmış.
Toparlayalım
Çok mu ucu açık oldu? Ancak bu kadarına gücüm yetti şimdilik. Ama istedim ki birçok sitede var olan bilgileri bir bütün halinde bir araya, kendi yorumumla getireyim. Çok kafa karıştırıcı olmak ya da çok uzun cümleler arasında boğmak istemedim. Fakat konu gerçekten bir tarihe sahip ve bunu gerçek anlamıyla öğrenip sunmak istediğim için uzun uzun yazdım. Elbette hatalar, eksikler olabilir, doğruyu hep birlikte bulalım, lütfen yorumlarla destek veriniz. Bu yazıyı hazırlarkenki amacım hususi kültürümüzü kaybetmeden, merkezimizden savrulmadan tarihe ve kutladıklarımıza bir daha bakmaktı.
Bir teklifim var
Yukarıda anlattığım onca bilginin özünde, yekten "bu bir Hristiyan kültürü ve geleneğidir, dikkat etmek gerek" demekten öte, ince çizgiyi korumak, niyetimizi diri tutmak ve bilinçli olmak gibi kavramlara atıfta bulunmak istediğimi bilmenizi isterim. Anneler, annelerimiz, annem tabii ki ayakları öpülesi... Hadis-i Şerifle sabit. Onurlandırılması ve takdir edilmesi gerek elbette. Hayatımızın her alanında gerekli bu. İşte fikirlerin çatışmasındandır, insanlar bazı fikirler atıyor ortaya ve böyle bir gelenek oluşuyor. Dışarıdan geldi tamamen reddedelim gözüyle bakmak yerine bunun ne kadarı İslam'la örtüşüyor? sorusunu kendimize sorarak paragrafın başında belirttiğim ince çizgi ve bilinçli niyetimizi diri tutmak yolunda adımlamış oluruz. Gelenek yabancıdır. Birazcık da eksiktir. Senenin tek gününden daha çoktur anne ve babalar. Kaldı ki annemin günü doğduğu gün babamın günü doğduğu gündür. Biriciktir. Bu bir kural değildir.
Nihayetinde bu tür geleneklerin İslam'a uygun olup olmadığına bakmak ve sonra uygunsa almak, değilse hasarlı kısımlarını tamir ettikten sonra alıp kullanmak gerekir diye okuduğumu da paylaşıyorum. Günü bu ölçüde bu fikirle, ticari olarak hiçbir kimseyi zorlamadan idrak etmenin faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Helal dairede memnun etmek, memnun olmak ne güzeldir. Vesselam
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla:
Biz insana anne babasıyla ilgili öğütler verdik. Annesi, güçten kuvvetten düşerek onu karnında taşımıştır; çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bunun için (ey insan), hem bana hem anne babana minnet duymalısın (şükretmelisin); sonunda dönüş yalnız banadır. (Lokman Suresi, 14. Ayet)
Yararlanılan Kaynaklar:
- Arşivlenmiş kopya. 21 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2021.
- Mother's day - Erişim Tarihi: 6 Mayıs 2021.
- Vikipedi Türkçe. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2021.
- Wikipedia. Mother's Day. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2021.
- Mother's Day Proclamation. Anneler Günü Bildirgesi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2021.
- TRT Haber. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2021.
- Lent nedir. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2021.
- Havari. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2021.
- Sorularla İslamiyet. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2021.
- Sorularla İslamiyet. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2021.
- Diyanet. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2021.