10 Mart 2021 Çarşamba

Bu Gece Mirac Gecesi

 

Mi'râc


Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız  Mescid-i Aksa'ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir. (İsrâ Suresi, 1. Ayet)

Battığı sırada yıldıza andolsun ki bu arkadaşınız ne sapıtmış ne de eğri yola gitmiştir. (Necm Suresi, 1 ve 2. Ayet)

Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. (Necm Suresi, 3. Ayet)

O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. (Necm Suresi, 4. Ayet)

Onu, çok güçlü, üstün niteliklerle donatılmış biri (Cebrail) öğretti. O, ufkun en yüce noktasındayken asıl şekliyle göründü. (Necm Suresi, 5 ve 7. Ayet)

Şüphesiz Allah doğruyu söyledi.

İsrâ Suresi 1. Ayet Tefsiri (Kur'an Yolu)

Hz. Peygamber’in Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götürülmesi şeklinde gerçekleşen olağan üstü olay İslâmî kaynaklarda, metindeki ilgili fiilin mastarı olan ve “geceleyin yürüme, gece yolculuğu” anlamına gelen isrâ kelimesiyle anılır. Bu yolculuğun, hadislerde anlatılan “göklere yükseltilme” safhasının da dahil olduğu tamamı ise “yükselme, yukarı tırmanma” anlamındaki urûc kökünden türetilmiş olan ve “yükselme vasıtası, aleti” mânasına gelen mi‘râc kelimesiyle ifade edilir(...)

(...)İsrâ sûresinin 1. âyeti ile Necm sûresinin ilk âyetleri mi‘rac olayına işaret etmektedir. Aynı konuda hadis mecmualarında da kırk beş kadar sahâbî vasıtasıyla bizzat Hz. Peygamber’den bilgiler nakledilmiştir. Ancak özellikle bu hadislerdeki ayrıntılı mâlûmat değişik yorumlara yol açacak nitelikte olduğu için, mi‘racın tarihi ve nasıl cereyan ettiği hakkında farklı bilgiler verilmiştir. Yaygın kabule göre mi‘rac, peygamberliğin 12 veya 13. yılında (Muhammed Hamîdullah’a göre bi‘setin (peygamber olarak gönderilme) 9. yılında; bk. İslâm Peygamberi, I, 92) vuku bulmuştur.

Konuyla ilgili çok sayıda hadis bulunmakta olup özellikle Buhârî’nin el-Câmiu’s-sahîh’inde (“Salât”, 1; “Bed’ü’l-halk”, 6; “Tevhîd”, 37) yer alan hadislere göre;

Bir gece Hz. Peygamber Kâbe’nin avlusunda (diğer bazı rivayetlerde amcasının kızı Ümmühânî’nin evinde) “uyku ile uyanıklık arasında bir durumdayken” Cebrâil yanına geldi, göğsünü açarak kalbini zemzemle yıkadı, sonra Burak denilen bir binek üzerinde onu Kudüs’e götürdü. Resûlullah’ı burada önceki bazı peygamberler karşıladılar ve onu kendilerine imam yaparak arkasında topluca namaz kıldılar (Başka bazı rivayetlere göre Hz. Peygamber önce Mekke’den göklere yükseltildi, dönüşte de Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götürüldü. Bu bilgiye göre âyette Resûlullah’ın bu mânevî yolculuğa Mekke’den başlayıp semalara yükseldikten sonra Mescid-i Aksa’ya geldiği, oradan da Mekke’ye döndüğü özetlenmiştir).

Daha sonra semaya yükseltilen Resûlullah, semanın birinci katında Hz. Âdem, ikinci katında Hz. Îsâ ve Hz. Yahyâ, üçüncü katında Hz. Yûsuf, dördüncü katında Hz. İdrîs, beşinci katında Hz. Hârûn, altıncı katında Hz. Mûsâ, yedinci katında ise Hz. İbrâhim ile görüştü.

Cebrâil’in geçme imkânı olmadığı için Hz. Peygamber refref denilen bir araçla tek başına yükselmesini sürdürdü.

Kur’an’da “sidretü’l-müntehâ” (hudut ağacı) denilen ve bir görüşe göre (bk. Şevkânî, V, 124) yaratılmışlarca bilinebilen alanın son sınırını işaretlediği kabul edilen hudut noktasının ötesine, Cebrâil’in geçme imkânı olmadığı için Hz. Peygamber refref denilen bir araçla tek başına yükselmesini sürdürdü. Bu sırada kendisine evrenin sırları, varlığın kaderiyle hükümlerin tespiti için görevlendirilmiş olan meleklerin çalışmaları gösterildi. Nihayet bir yoruma göre (bk. Şevkânî, V, 123) bir beşerin insan olma özelliğini koruyarak Allah’a yaklaşabileceği son noktaya kadar yaklaştı (Necm sûresinde “yay” örneği ile anlatılan yaklaşma, ağırlıklı yoruma göre Cebrâil ile Hz. Peygamber arasında olmuştur; bk. en-Necm 53/8-9).

Peygamber’in rabbine selâm ve ihtiramını arzettiği, Allah’ın da ona selâmla hitap ettiği ve inananlara esenliklerin dile getirildiği “Tahiyyat” duasındaki diyalogun mi‘rac olayı sırasında gerçekleştiği kabul edilir. Mekândan münezzeh olan Allah Teâlâ ile Kur’an’ın “âlemlere rahmet” olarak gönderildiğini bildirdiği Hz. Muhammed (sav) arasında, insan idrakinin kavramaktan âciz olduğu bir şekilde gerçekleşen bu buluşma sırasında Resûlullah’a, içlerinden günahkâr olanlar –eğer affedilmezlerse– bir süre cehennemde cezalandırıldıktan sonra bütün ümmetinin cennete kabul buyurulacağı müjdelendi; ayrıca kendisine bir hediye olarak Bakara sûresinin “Âmene’r-resûlü...” diye başlayan son iki âyeti verildi; İslâm’ın temel ibadetlerinden beş vakit namaz emredildi. Bazı rivayetlere göre mi‘racdan dönüş sırasında kendisine cennet ve cehennem ile buralarda bulunacak insanların durumları gösterildi. Nihayet Hz. Peygamber Mekke’den ayrıldığı noktaya getirildi.

(...)Mi‘rac Hz. Peygamber’in tamamen mûcizevî bir tecrübesi olduğundan onu illâ da aklın kalıpları içinde açıklamanın gerekli olmadığı muhakkaktır. Taberî’ye göre Allah, kulunun ruhunu değil, mutlak bir ifadeyle kulunu geceleyin götürdüğünü ifade buyurduğuna göre, “Peygamber sadece ruhuyla mi‘raca çıkmıştır” diyerek âyetin anlamını sınırlamaya hakkımız yoktur (XV, 26) (...)

Resûlullah Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular:

Mi'râc gecesi cennetin kapısında şöyle yazılı olduğunu gördüm: Sadaka vermenin sevabı bire on misli, borç vermenin sevabı ise bire on sekiz (misli)dir."

(Sünen-i İbn-i Mace)

8 Mart 2021 Pazartesi

Burnumuzun Altında Neden bir Oluk var?

 Burnumuzun altında bulunan ve üst dudağımıza kadar uzanan küçük bir oluk vardır. Adını dahi koymuşlar: Philtrum. Birçok kelimenin kökeninin dayandığı eski Yunancadan gelmekte bu tabir. "Aşk İksiri" veya "Aşk Öpücüğü" anlamlarına geliyor ve mitolojik bir anlamı ifade ediyor.

Biz gelelim nasıl oluştuğuna. BBC’nin Youtube Kanalı’nda yayınlanan “Inside the Human Body”1 programında Dr. Michael Mosley’nin de bahsettiği bu süreç, anne karnındaki iki ve üç aylık döneme tekabül ediyor. Anne karnında başlayan süreçte gözler, dudak ve burun, işte bu üç ana kısım, oluk etrafında şekillenerek genişliyor ve geriye çekildikçe, açıldıkça yüzün tanınabilir hali yaratılmış oluyor.

Bu üç ana bölüm, başlangıçta bir daire misali, merkezindeki noktadan üreyip yerlerine varana kadar bir süreç geçirerek genişlemesini sürdürüyor ki, Allah doğmadan önce her birimizin benzersiz yüzlerini yaratıyor.

Şu ana kadar mitolojik anlamının dışında bilinen bir işlevi bulunmayan – ya da işlevini bulamadığımız – keşfedilmeyi bekleyen bu oluk, philtrum, köpeklerin keskin koku alabilmelerine yaramaktadır.2

Şimdiye kadar hiç bunu merak etmiş miydin?

1: Bahsi geçen program

2: Kaynak

4 Mart 2021 Perşembe

Ebu'l Muzaffer Selahaddin Eyyub bin Sadi

 

Selahaddin Eyyubi, 828 yıl önce bugün vefat etti. Allah O'ndan razı olsun.

 

Bir Fatiha...

1 Mart 2021 Pazartesi

Hiç Pembe bir Yunus Gördün mü?

  

Amazon nehir yunusu ya da bilinen diğer adıyla Pembe Nehir Yunusu.

Amazon nehri ve Orinoco nehri sisteminde, tatlısu nehir yunusu olarak yaşamaktadır. Türleri itibariyle nehir yunuslarının en büyüğü olarak tanınır.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından birçok şekilde adlandırılmıştır. Bunlardan bazıları, Boto, Amazon yunusu ve Tonino’dur.

Amazon yunusunun renklerindeki değişim doğduklarından yetişkinliklerine kadar görülmektedir. Doğduklarında alışılagelmiş şekildeki renkleri, erişkin olmaya başladıklarında daha belirgin  halde değişim göstererek pembeleşmeye başlar. Coğrafi etkenler ve birçok sebebi ile bu renk değişimi, cinsiyete göre de farklılıklar gösterebilmektedir. Parlak pembeden kahverengiye, gri, mavi-gri renkten krem beyaz renge kadar değişik renklerde bulunabilir.

Genellikle nehrin tabanından, yengeç ve küçük balıklarla beslenir.

Yetişkinleri 2,5 metre boyunda ve 150 kg ağırlığındadır.

Peki, daha önce böyle pembe bir yunus görmüş müydün?

22 Şubat 2021 Pazartesi

Hayatından Memnun musun?

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yeni bir araştırma yayınladı. Araştırma, 2020 yılında Türkiye’de yaşayan 18 yaş ve üzerindeki bireylerin yaşamlarından memnun olup olmadıklarını ölçtü. Şimdi gel bu araştırmanın detaylarını inceleyelim.

Araştırma 2003 yılından beri düzenli olarak veri topluyor. Geçtiğimiz yılın verileri de toplandıktan sonra kurumun websitesinde paylaşıldı.

Sağlık, başarı ve paradan önce geldi

Türkiye’nin yüzde 48,2’si mutlu olduğunu beyan etmiş. Araştırmada bireylerin mutluluk kaynağı olan değerlerde ilk sırayı sağlık almış. Sağlık açısından memnuniyetini belirtenlerin oranı yüzde 70,9 olarak ölçülmüş. Sevgi, başarı ve para ise, sağlıktan sonraki memnuniyet değerleri olarak araştırmada yer almış.

Türkiye’nin mutluluk kaynağı ailesi

Mutluluk kaynağı olan kişilerde ise bireyler tüm ailesinden ve çocuklarından memnun olduklarını belirtmiş. Buna göre, tüm ailesinden memnun olduklarını belirtenlerin oranı yüzde 69,7 olarak sonuçlanmış.

Araştırmada birçok istatistiki ölçü ve madde mevcut. Kamu hizmetlerinden memnuniyet, mutluluk kaynağı, belediye hizmetlerinden memnuniyet, yaş grubuna göre mutluluk düzeyi gibi maddeler araştırılmış.

Grafiklere bakıldığında 2019 yılında bireylerin yüzde 52,4 oranında mutlu olarak ölçülmüş. Bu açıdan bakıldığında 2020 yılında, bir önceki yıla göre mutluluk oranı yüzde 4,2 gerileme yaşamış.

Kadınlar daha mutlu

Cinsiyete göre mutluluk oranında, kadınlar erkeklere göre daha mutlu. Kadınlar, yüzde 53,1 oranında mutlu. Bu oran 2019 yılında, yüzde 57,0 olarak ölçülmüş.

Erkekler 2020 yılında yüzde 43,2 oranında mutlu olduklarını beyan etmiş. 2019 yılında ise, bu oran yüzde 47,6 olmuş.

Her 10 kişiden 7’si geleceğinden umutlu!

Kendi geleceklerinden umutlu olan bireylerin oranı da ölçülmüş ve buna göre bireylerin yüzde 69,6’sı geleceklerinden umutlu. Kadınlarda bu oran yüzde 70,7 iken, erkeklerde yüzde 68,5 olmuş.

Araştırma daha birçok bilgiyi barındırıyor. Daha detaylı bir inceleme yapmak istersen hemen aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsin.

Türkiye İstatistik Kurumu, Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2020

Tüm Zamanların En Çok Okunan 3 Yazısı