25 Mart 2021 Perşembe

Koca Reis

 Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır

Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum...

Muhsin Yazıcıoğlu. Mekanı cennet olsun. Bir Fatiha...

22 Mart 2021 Pazartesi

Boğazın mı Düğümleniyor?

 Çok üzgünsün ya da ağlamak üzeresin de kendini tutman gerekiyormuş gibi olduğunda, tam o anda yutkunmakta zorlanırsın da boğazına bir yumru oturur ya, işte şimdi bu neden olur, bugün bunu öğrendim.

Üzgün hissetmeye başladığımızda veya herhangi bir stresli durum yaşadığımızda kalp atış hızı, kan basıncı ve metabolizma hızı artar.

Bu durumda daha fazla oksijen ihtiyacı ortaya çıkar. Sempatik ve parasempatik olarak ikiye ayrılan otonom sinir sistemimizin sempatik tarafı bir tehlike sezerek devreye girer. Vücudu tehlikelerden koruyan bu sistem daha fazla oksijen ihtiyacını sağlayabilmesi için nefes borusu açık kal talimatı gönderir.

Gırtlak yapısında bulunan kaslar yardımıyla nefes borusu ağzı açılır ve daha fazla oksijen için daha büyük bir açıklık sağlanmış olur.

Her yutkunmada açılıp kapanan bu nefes borusu ağzı, üzüntü durumunda sürekli açık kalmaya çalışır ve her yutkunmada da kaslar tarafından kapanmaya zorlanır. Bu çatışma halinde boğazımızda bir yumru oluşur. Buna globus hissi adı verilir. Üzüntü halimiz geçtiğinde tekrar sistem eski halini alır.

Kaynak

18 Mart 2021 Perşembe

18 Mart 1915


Ey Yolcu, Uyan!

‎ ''Allah'a dayandım! '' diye sen çıkma yataktan...

Ma'na-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nadan!

Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu;

Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?

Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şahid:

Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid.

Alemde ''tevekkül'' demek olsaydı ''atalet''

Miras-ı diyanetle yaşar mıydı bu millet?

Çoktan kürenin meş'al-i tevhidi sönerdi;

Kur'an duramaz, Nezd-i İlahi'ye dönerdi.

 

''Dünya koşuyor'' söz mü? Beraber koşacaktın;

Heyhat, bütün azmi sen arkanda bıraktın!

Madem ki uyandın o medid uykulardan,

Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan.

Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz;

Davranmayacak kimse bu meydana atılmaz.

Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da;

Maziyi, fakat, yıkmaya kalkışma bu yolda.

Ahlafa döner, korkarım, eslafa hücumu:

Mazisi yıkık milletin atisi olur mu?

 

Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha:

Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha!

Merhum Mehmet Akif Ersoy

Tüm Zamanların En Çok Okunan 3 Yazısı