Yeniden konuşmamız gerek |
Yeniden merhaba,
Bu sıralar ne çok karşılaşıyoruz, öyle değil mi?
Güzel şeyler oluyor. Şimdi sizi bir yazıyı okumaya davet ediyorum. Bu yazı Kalem Dile Gelince'de
Güne anlam katma niyeti taşıyan blog
Kendi gökkubemiz altında |
Ağaç Ev Sohbetleri 230. yayınına ulaştıktan sonra bir yazı yazmak, başlıklı yazıma hoş geldiniz :) Sevgili Derin, nam-ı diğer Deeptone, blogunda okudum ve üzerine yazmak istedim ben de.
Şuara, 78. Ayet |
Çok uzun yıllardır çeşitli şekillerde, yerlerde yazıp yazıp siliyorum. Zaman değişti. Ben de değiştim. Hala değişiyorum. Bu uzunca zaman alan gelişme ve değişme, yaptığımız işlerin yoğunlaşması, meşguliyetler gibi türlü etkiler sebebiyle, beni yazı yazmaktan alıkoydu. Gittim, geldim. Okudum, inceledim. Geçmişten gelenleri okudum. Yazdıklarımı irdeledim. Geldiğim noktada, bir boşluk sezince durdum. Gerçekten bazen bu hal gelir bana ve hiçbir şey yapmak gelmez içimden. Bu yazı da bunları anlatma amacı ile yazılmaya başladıysa da, yazarken aklımdan akanlar belki amacın yönünü değiştirmeye başladı bile. Nasıl akıyorsa öyleydi işte... Dedim ya, zaman değişti. Ben de değiştim. İhtiyaçlarım ve arzularım değişti. Burada neden bulunuyordum, şimdi neden bulunmalıyım bunları sorgular oldum. Hoş, hep yapıyordum ya, şimdi yineleme ihtiyacı hissettim. İçimden paragraflarca yazasım gelse de sözün özü diyerek bu gönderi bağlamak istiyorum. Bilmiyorum, yeniden yazabilir miyim, daha doğrusu yeniden istikrarlı ve planlı şekilde yazabilir miyim, bilmiyorum. Düşünün işte bilmiyorum ile başlayıp bitirdim. Neyse ki şu an yazıyorum. Yazdım hatta :) Okuyorsunuz. Okunuyor. Neyse, işte böyle. Beyaz boşluksuz, akışına yazdığım bu içerik de böyle okunsun.
Belki yine eskisi gibi, bugün olduğu gibi yine bir salı günü, konuşmamız gereken şeyler olur da, taşar, ben de yeniden gelir paylaşırım sizinle. Vesselam.